25 Ağustos 2025 Pazartesi

 


Köyümüz Sakinlerinden  Hacı Arap DEMİR 25.08.2025 Günü Vefat Etmiştir. Merhumun cenazesi 26.08.2025 günü öğle namazını takiben Ankara Karşıyaka Mezarlığına defn edilecektir.Merhuma Allah'dan Rahmet Yakınlarına Başsağlığı Dileriz.

20 Ağustos 2025 Çarşamba

 


Köyümüz Sakinlerinden Merhum Nadir KARABACAK'ın oğlu Hüseyin KARABACAK 19.08.2025 Günü Vefat Etmiştir.Merhumun Cenazesi 20.08.2025 Günü Öğle Namazını takiben Kayaş Ortaköy Mezarlığına Defn Edilecektir. Merhuma Allah'dan Rahmet Yakınlarına Başsağlığı Dileriz.

15 Ağustos 2025 Cuma

 


Köyümüz Sakinlerinden Merhum Bekir BÖLÜK'ün eşi Nazente BÖLÜK 15.08.2025 Günü Vefat Etmiştir.Merhumenin Cenazesi 16.08.2025 Günü Öğle Namazını takiben Karşıyaka  Mezarlığına Defn Edilecektir. Merhumeye Allah'dan Rahmet Yakınlarına Başsağlığı Dileriz.

4 Temmuz 2025 Cuma

 

HASBEKLİ HACI BEY-2

YAZI DİZİSİ
AHMET KOÇAK
Eğitimci Yazar

Hacı Bey Ağıtı’nı ilk söyleyenler: Âşık Veysel, Keskinli Hacı Taşan ve Ürgüplü Refik Başaran’dır. Büyük olasılıkla bu türkünün yakıldığı kişiler Küçük Ali, oğulları Hacı ve Emin Beyler olmalıdır. O öykü de kısaca şöyle:
Osmanlı döneminde Kafkaslardan Kayseri yöresine yerleşen Küçük Ali ile oğulları Hacı ve Emin Beyler çevredeki Çerkezlere saldırmışlar, hükümet kuvvetlerini de bozguna uğratmışlar. Yönetim daha büyük bir güçle saldırmış Küçük Ali’yi yakalayıp Sivas’a götürmüş. İki oğlu kaçarak Kırşehir’de yaşayan dayıları Memili’ye sığınmışlar. Memili, Hacı ve Emin Beyleri isteyen hükümet güçlerine vermemiş. Aralarında çıkan çatışma sonucunda Hacı Bey öldürülmüş, Emin Bey de Sivas’a babasının yanına götürülmüş. Kayıtlarda Küçük Ali’nin idamla cezalandırıldığı, infaz edildiği anlatılıyor.
Biner atın eyisine / Konar Mucur kıyısına / Öldürmüşler Hacı beyi / Haber verin dayısına
Hacı Bey’in kır atına binip Hasbek’in bağlarında, bahçelerinde dörtnala gidişini, Akdağmadeni’ne gidişini, gelişini hayal ederdim. Öldürülüşünü hayalimde canlandırır, dehşete kapılırdım. O evin önünden elimden geldiğince geçmemeye çalışırdım. Katiller bu evin yakınlarında olabilir ve beni de Hacı Bey gibi kıtır keserler, diye düşünürdüm. Pelit toplama isteğime engel olamaz sadece güzün kalabalık arkadaş grubuyla avlusuna girerdim. Çok merak etsem de öldürüldüğü odaya gidip bakmayı düşünürdüm. Tahta zeminde al kanlarını görür korkarım diye gitmezdim.
Hezerine hüzerine / Hele bakın mezarına / Hacı Beyin kır atını / Çekin Sultan pazarına
Ortaokulda okurken Çiğdemoğlu Köprüsüne doğru arkadaşlarla gezerdik. Bazen de yaya olarak Hasbek’e giderken kestirme yolun sağında iki üç ev gözükürdü. Köprünün kuzeydoğu yönündeki üç-beş kilometre sonra yolun altında sınırı gözükmeyen çok geniş tarlalar vardı. Çiftlikten köpek sesleri duyar evlerin yakınına gidemezdik. Burası kiminmiş diye sorduğumda arkadaşlar:
“Burası Hasbekli Hacı Beyin çiftliğidir. Torunu ile evlenmiş olan Akdağlı Bahri Beye düşmüş. O İstanbul’da yaşar. Burayı kâhyaları işletir. Çıkan ürünü satarmış.” derlerdi.
Yanıyorum yanıyorum/Gökte bulut dönüyorum/Kimi yamçılı görürsem/Hacı beyim sanıyorum
Hasbek Köyü’nden Ömer Güngör, köylüsü Hacı Bey’in Vesikalık Siyah Beyaz fotoğrafını, Konağının resmini, soyağacını ve araştırma sonucunu kaynak göstererek internette “Hasbek Köyü Ayanı Hacı Emin Bey. Akdağmadenli Tatlı Oğulları başlığıyla paylaşmış.
Rusya’nın Ahıska Bölgesi’nden göçle gelen Hüseyin Bey ve Hacı Ahmet ağa ailelerini ve iki aile arasında kız alıp vermelerine değindikten sonra Tatlı Efendi ve ailesinden bahsettikten sonra ikinci evliliğini şöyle anlatır:
“Tatlı efendi ikinci bir evlilik daha yapmıştır. Bu evlilik bir himaye evliliğidir. Şöyle ki; Hasbek nahiyesi ayanı Hacı Emin Ağanın, Halime adında bir kızı vardır. Onu Dulkadir Oğulları beylerinden Kayseri’nin, Rumdin -Felahiye- kasabasında oturan ve Çerkez Bey unvanıyla anılan Ahmet Beyle evlendiriyorlar. Bu evlilikten Halime Hanımın bir kız çocuğu (Münire) oluyor. Daha sonra eşi Ahmet Bey vefat ediyor, Halime Hanım çocuğunu alarak Hasbek Nahiyesine ailesinin yanına dönüyor. Fakat Hacı Emin Ağa vefat etmiştir. Annesi Hacı Fatma Hanım sağdır. Hacı Fatma Hanım, kızı Halime Hanım ve torunu Münire ile birlikte ve geniş emlak ve arazilerinde hizmetkârlar çalıştırarak yaşamaya çalışıyorlar. Fakat Hacı Emin ağadan kalan miras, bölgenin ileri gelenlerinin dikkatini çekiyor, bu nedenle Halime Hanım, bu ileri gelenlerden yarışırcasına evlenme teklifleri alıyor. Öyle ki bu tekliflerden aile rahatsız oluyor. Nihayet, Hacı Fatma Hanım Hacı Tatlı efendiye haber göndererek, Halime Hanımı nikâhı altına alıp, kendilerini korumasını talep ediyor. Hacı Tatlı Efendi bu teklifi, onların Hasbek’te oturması koşulu ile kabul ediyor ve Halime Hanımla kendisi kızı Münire Hanımla da oğlu Bahri Beyi evlendiriyor. Halime Hanımın ikinci evliliğinden de Hacı Emin isimli bir erkek evladı oluyor
Hacı Emin Ayan Bey, Hacı Tatlı (İbrahim Hulvi) efendinin, ikinci eşi Halime Hanımdan doğan tek erkek çocuğudur. Halime Hanım, evvel Akdağmadeni’ne bağlı iken, sonradan, Sarıkaya kazasına bağlanan Hasbek nahiyesi ayanı Hacı Emin Ağanın tek kızıdır.
Halime Hanımın Tatlı Efendiden olan oğlu diğer babasının kardeşleri olan Hacı Emin ağanın işi olan ayanlığı, soyadı olarak almıştır. Milli mücadele yıllarında da Hasbek nahiye merkezinde oturmuş, büyük abisi Bahri Beye tabi olarak, Müdafaayı Hukuk ve Kuvayı Milliye için çalışmıştır, varlıklı ve hatırlı olduğu ve abileri Bahri ve Faik beylerin nüfuzlu olmaları nedeni ile Hasbek nahiyesi mahalli şakilerin tecavüzünden masun (korunmuş, esirgenmiş) kalmıştır” .
Bu bilgilerden öldürülen Hasbekli Hacı Emin Beyin kardeşinin olmadığı ve kendisinin de Halime adında bir kız çocuğu olduğu anlaşılıyor.
Odasında yanar ışık/Sofrasında gümüş kaşık/Başucumda tahta beşik/Uyan da Hacı Bey’im uyan
ahmet.kocak16@hotmail.com





2 Temmuz 2025 Çarşamba

 

HASBEKLİ HACI BEY-1

YAZI DİZİSİ
AHMET KOÇAK
Eğitimci Yazar


Aksaray’dan çıktım yayan/Dayan hey dizlerim dayan/Emmim atlı kendim yayan/Uyan Hacı da beyim uyan…

Bayram Bilge Tokel Hasbekli Hacı Bey ağıtı adıyla okuduğu türküyü dinlerken çocukluk anılarım geldi usuma. Ağıt, “Aksaray’dan çıktım yayan… “ şeklinde başlıyordu.
Babamın memuriyeti nedeniyle ilkokulu Hasbek’te okudum. Hacı Beyin öldürüldüğü konakta Rıfat Efendi ailesi otururdu. Yaşıtım olan Oğlu Cevat’la arkadaştım ve konağın avlusuna girer Cevat’ı çağırırdım ama korktuğumdan evin içine hiç girmezdim. O yıllarda acısı hâlâ taze olan Hacı Beyin öldürülmesiyle ilgili konuşmalara tanık oldum;
“Gece yarısı odasında uyurken sessizce girmişler. Ağzını kapatıp boğazından kesmişler. Kimse bir şey duymamış. Sabaha kadar çırpına çırpına can vermiş.”
Evlerinin önü arpa / Kır at gelir kırpa kırpa / Hacı beyim can veriyor / Kollarını çırpa çırpa
“Kimin yaptığı bulunamadı. Varlıklı bir adamdı. Evinde çok sayıda hizmetçi çalışırdı. Mutlaka konağında çalışanlardan biri yapmıştır.”
Çocuk aklımla kimin öldürdüğü üzerine kafa yorardım. Bir senaryoma göre Hacı Bey’in Akdağ nahiye müdürüyken sürülerini otlatan çobanını ailesiyle köye getirip bir eve yerleştirmiş. Hasbek Nahiye müdürü olunca kendisine büyük bir konak yaptırmış. Çoban koyunları otlatırken karısı da evin yemeklerini yaparmış. Sürüyü bağların arkasındaki tepelerde otlatan çoban, geceleyin derin uykudayken sürüye kurt sürüsü dalmış. Elli koyunu telef etmiş. Çoban koyunları sağılsın diye konağın avlusuna getirmiş. Hacı Emin Bey Akdağ’daymış. Kadınlar koyunları sağarken Akdağ’dan dönen Hacı Beye olayı anlatmışlar. Çok sinirlenmiş. Kır atıyla avluda dört dönen Hacı Bey çobanı yanına çağırmış. Elindeki kamçı ile çobanı herkesin içinde dövmeye başlamış. Çoban ne kadar özür dilese de öfkesi bir türlü dinmemiş. Attan inmiş. Çobanı yere yatırmış. Süvari pantolonu üzerine çektiği siyah çizmelerinin ucuyla karnına karnına vurmaya devam etmiş. Avludaki bağırışları duyan karısı Hacı Fatma Hanım çobanı elinden zor almış.
Herkesin içinde yediği bu dayağı onuruna yediremeyen çoban onu öldürmeyi kafasına koymuş. O olaydan sonra kızgınlığını içinde büyüten çoban, Hacı Emin Beye eskisinden daha yakın davranmış. Bu yakınlığı gören Hacı Bey çoban ailesine de konakta bir oda vermiş. Yemeklerini de konakta yemeye başlamışlar. Çoban bir yıl evin ıssızlaşmasını beklemiş. Karısı ve kızının Akdağ’a dostlarını ziyarete gittiklerini fırsat bilen çoban bir gece yatak odasına girmiş ve Hacı Beyi öldürmüş. Bu çocukça senaryoya benzer zihnimden çok senaryo geçerdi.
Ayvalı’nın yazıları/Ceylan avlar tazıları/Döne döne meleşiyor/Hacı Beyin kuzuları
Ayvalıdan, Ayvalıktan, Elmalıdan, Aksaray’dan gibi sözlerle başlayan ağıta Hisarbeyli Eğitimci- Yazar Şahin Güvenç ağıtın; Ayvalı’dan çıktım yayan / Dayan ey dizlerim dayan / Emmim atlı, kendim yayan / Uyan da Hacı Bey’im uyan… bölümünü yorumlamış:
“Dörtlüklerde geçen Ayvalı, Kırşehir ilinde bir köydür. Bizim yörede öyle bir yer yok. Bu durumda Hasbekli Hacı Bey’in başına gelenlere gelenek üzere bir şey demek gerekmiş olabilir. Ayvalı ‘da yakılan bu Hacı Bey türküsünü de duruma yakıştırmış olmalılar. “Ayvalı’dan çıktım” sözünü “Hasbek’ten çıktım,” diye bile değiştirmemişler. O yüzden böyle olma olasılığı oldukça usa yatkın görünüyor.”
Gelin ağlar eşim deyi/Anan bağlar başım deyi/Küçük bacın pek yanıyor/Hacı Bey kardaşım deyi

Hacı Beyin konağı köyün güneyinde camiye yakın yerdeydi. Önünde Kanak çayıyla sulanan yemyeşil bahçelikler uzanırdı. Konağın bahçesinde üç yüz yıllık büyük bir meşe ağacı vardı. Güzün yere dökülen şapkalı meşe palamutlarını toplar yerdik. Pelit dediğimiz o palamutlar bizim kestanemiz gibiydi. Tadı kekremsi, hafif tatlıydı. Sobanın üzerinde pişirdiğimizde kestane gibi içi yumuşar, daha güzel olurdu. O ağaç tüm köyün çocuklarına yeterdi. Ev sahipleri de bizim toplamamıza ses etmezdi.
İbrahim Çelikli adlı bir vatandaş paylaşmış:
“Hele şuna hele şuna / Varın bakın telaşına / Hacı Beyi öldürmüşler / Guzgun gonar ileşine
Bu dörtlük Hacı Beyin ağıtıyla uyuşmuyor. Çünkü ölümü çevrede üzüntüyle karşılanan birine böyle bir dörtlük yazılmaz.
Hasbek’in ileri gelen ailelerinden biri Güler ailesidir. Güler ailesinden emekli öğretmen Nejmi Güler’i aradım. Hacı Bey hakkında bilgi rica ettim. Verdiği bilgi:
“Hacı Beyin öldürülmesi olayını bilirim. Zamanın feodal düzeni içinde önemli bir yeri olan Hacı Bey, geniş arazileri olan bir ağa imiş. Aynı zamanda eski Maden ayanı olan Hacı Emin Bey, sonradan bizim nahiyeye ayan olmuş. (Ayan: Osmanlı Dönemi’nde, taşra şehir ve kasabalarında çeşitli sosyal ve ekonomik imtiyazlar elde eden ve devlete ait bazı işleri gören nüfuzlu kişiler için ayan sözcüğü kullanılmıştır.) Köyümüze yerleşmiş. Varsıl insanın elbette düşmanı da çok olur. Düşmanlarından biri yapmış olmalı. Sonradan Akdağ’dan göçmüş ve köyümüze yerleşmiştir. O konakta oturan Cevatların Hacı Beyle bir akrabalıkları yoktur. Hacı Bey öldürüldükten sonra mirasçılarından satın almışlar. Size, bizim köylü Ömer Güngör’ün Hacı Beyle ilgili yazısını vatsaptan göndereyim. Belki işinize yarar.”
Yol üstünde kara yılan / Sıçıra boynuma dolan/Gelin geldim kız gidiyom/Uyan Hacı Beyim uyan…
ahmet.kocak16@hotmail.com

http://yorehaber.com.tr/guncel/hasbekli-haci-bey-1/


18 Haziran 2025 Çarşamba

 


Köyümüz Sakinlerinden Yusuf YAZAR 17.06.2025 günü  vefat  etmiştir. Merhumun Cenazesi 18.06.2025 tarihinde Saat:14.30  Ankara Ortaköy mezarlığına defn edilecektir.Merhuma Allah!dan rahmet yakınlarına başsağlığı dileriz.

13 Haziran 2025 Cuma

  


Köyümüz Sakinlerinden Duran YAZAR 12.06.2025 günü  vefat  etmiştir. Merhumun Cenazesi 13.06.2025 tarihinde ikindi namazını takiben Ankara Karşıyaka mezarlığına defn edilecektir.Merhuma Allah!dan rahmet yakınlarına başsağlığı dileriz.