Sıra
No |
Mahalli Dildeki
Kelime (Sözcük) |
Günümüz Türkçesindeki Anlamı |
1 |
Ağreklenme |
Koyun, keçi ve
sığırların yaylımda dinlendikleri yer, işsiz,
avare kimselerin toplandığı yer, delikanlılar meclisi. |
2 |
Acer |
Yeni, Taze |
3 |
Ağnamak |
Eşeklerin yere yatarak sağa sola
dönerek sırtını kaşıması |
4 |
Aha |
İşte |
5 |
Ahraz |
Dilsiz |
6 |
Alenmek |
Durmak, Ara vermek, Kısa Süre Beklemek |
7 |
Apırcın Olmak |
Telaşlı,Perişan, Şaşkın Olmak |
8 |
Arık |
Zayıf,Çelimsiz |
9 |
Avara-Avara |
Şaşkın, karasız, Beceriksiz,İşsiz,
Güçsüz, Avare |
10 |
Ayrıhsı
(Ayrıksı) |
Benzerlerinden ayrı olan, Genel kuraldan ayrılan, Kural
dışı,
Alışılagelmiş töre ve davranışlara uymayan, |
11 |
Babalanmak |
Zıkkımlanmak, Yiyip-İçmek |
12 |
Bakale |
Bakarmısın,Beribak |
13 |
Banak |
Yemek yerken kaşık yerine kullanılan
katlanmış yufka |
14 |
Bayahdan |
Demin, Az evvel, Biraz önce |
15 |
Bayrim |
Denginden iyi olmama |
16 |
Bıcaklık |
Mutfak araç-gereklerin (Gap-gaçak)
konduğu veya dizildiği raf |
17 |
Bıldır |
Geçen Sene,Geçen Yıl |
18 |
Bibi |
Hala |
19 |
Bişirik |
Çamur
harç,Evlerde tavan tahtalarının üstüne konulan, Samanlı
sulu çamur, |
20 |
Bodu |
Kaz |
21 |
Bozlak |
İçine hubabat konulan dokuma çuval |
22 |
Bunelek |
Sığırları rahatsız eden bir sinek |
23 |
Burunsalık |
Hayvanı
zaptetmek için ip,zincir gibi şeylerle
burnundan bağlanması |
24 |
Buymak |
Çok Üşümek |
25 |
Bürük |
Kadınların kullandığı işlemeli baş
örtüsü |
26 |
Cahtetmek |
Direnmek, Azmetmek |
27 |
Cam Gede |
Zayıf ince cam bardak |
28 |
Camız |
Manda |
29 |
Cerek |
Uzun ince ağaç |
30 |
Cıba |
Tüyü Kırkılmış Koyun,Keçi |
31 |
Cıbır |
Kırkılmış, Züğürt,Pararasız Pulsuz |
32 |
Cılbah |
Çıplak |
33 |
Cilat |
Traş Bıçağı, Jilet |
34 |
Comba |
İki ile dört yaş arası erkek manda
(Camız) |
35 |
Coruhma |
Hayvanın Oturması |
36 |
Culuk |
Hindi |
37 |
Cuvara |
Sigara, |
38 |
Çağlık |
Banyo yapılan yer. |
39 |
Çalgı |
Ahır, Sokak süpürgesi |
40 |
Çalkama |
Ayran |
41 |
Çapıt |
Eski bez parçası |
42 |
Çebiş |
Bir yaşındaki dişi keçi yavrusu |
43 |
Çeç |
Tahıl,Hubabat Yığını |
44 |
Çeltek |
Çoban Yamağı- Yardımcısı, Uşak |
45 |
Çemkirme |
Dinleyip anlamadan konuşma, Karşı
çıkma |
46 |
Çerçi |
Sırtında ya da
bir el arabasında taşıdığı ya da bir hayvana
yüklediği ufak tefek tuhafiye eşyasını,incik boncuğu köy köy,
mahalle mahalle, pazar pazar dolaşarak satan gezici esnaf. |
47 |
Çerik |
Altı Kiloluk Bir Çeşit Hubabat Ölçüsü |
48 |
Çeten |
Saman taşımak içim kilim yada hasırdan dört yanı
çevrilmiş kağnı, at arabası |
49 |
Çığırmak |
Söylemek, Bağırmak |
50 |
Çıhma |
Çıkma,Gitme |
51 |
Çıkın |
İçine öteberi konularak uçları
birleştirilip düğümlenmiş bez, küçük bohça. |
52 |
Çibicik |
Alkış |
53 |
Çiğit |
Çekirdek, Meyve Çekirdeği |
54 |
Çimmek |
Yıkanmak,Yunmak, Dere, Göl gibi
yerlerde yüzmek, |
55 |
Çinik |
Sekiz kilogramlık Hububat Ölçü Kabı |
56 |
Çona |
Çoban Yamağı |
57 |
Çöğdürmek |
Ayakta işemek, İleri doğru fışkırtarak
işemek |
58 |
Çörten |
Dam çevresindeki
yağmur sularını oluklardan alıp duvar temelinden
uzağa akıtan, saçak kenarlarından dışarı doğru uzanmış ağaç oluk |
59 |
Dahılı |
Takılı |
60 |
Davar |
Koyun ve Keçiye verilen ortak ad. |
61 |
Dene |
Tane, Adet |
62 |
Depik (Tepik) |
Tekme |
63 |
Deşirici |
Kapı kapı dolaşarak yardım toplayan
dilenci |
64 |
Dıhız |
Üstü Bastırılmış Sert Toprak,Tarla |
65 |
Dinelmek |
Ayakta Durmak |
66 |
Direngeç |
Duvarların
yıkılmaması, ağaç dallarının kırılmaması için konulan
ağaç destek,Payanda,Dayak,Destek |
67 |
Dişindirik |
Ata, eşeğe zincirle vurulan gem |
68 |
Ditmek |
Küçük küçük
parçalara ayırmak, genellikle yünleri
ayırmak için kullanılır (Yün Ditmek) |
69 |
Dolukmak |
Ağlayacak gibi olmak,Gözleri dolmak,
Duygulanmak |
70 |
Donbalak |
Takla atmak,Kısa boylu şişman,Tıknaz
ve tombulca, |
71 |
Dölekdur |
Adam gibi dur,Doğru
dur,Oynaşma,Elleşme,Şımarma |
72 |
Döş |
Göğsün üst kısmı |
73 |
Döşşek |
Yatak |
74 |
Dulda |
Yağmur,Güneş,Rüzgar
ve Soğuğun etkisinden uzak,
Kuytu, Korunaklı Yer. |
75 |
Dulug |
Çene Kemikleri |
76 |
Duşga (Duşka) |
Yüz,Çehre, Yüzün Çene Kısmı, Avurt |
77 |
Düğlemek |
Bağlamak,Düğümlemek |
78 |
Ecicik |
Çok az |
79 |
Ecik |
Az |
80 |
Eke |
Büyük,Yetişkin,Yaşlı,Kart |
81 |
Ekmağaşı |
Sütün İçerisine Doğranan Yufkadan
Yapılan Yemek |
82 |
Elçim |
Bir elle alınan kadar,Tutam,Demet,Bir
parça |
83 |
Elevay |
Saf,Temiz |
84 |
Ellaham (Ellaam) |
Herhalde,Sanırım,Galiba,Zannedersem |
85 |
Ellik |
Eldiven |
86 |
Eme |
Baba Bacısı,Hala |
87 |
Emi |
Tenbih sözü,Tamam mı |
88 |
Emmi |
Amca,Babanın erkek kardeşi |
89 |
Enik |
Kedi,Köpek yavrusu |
90 |
Eniklemek |
Kedi köpeğin doğurması |
91 |
Erinmek |
Üşenmek,Tembellik etmek |
92 |
Essah |
Sahici,Gerçek,Hakikat,Doğru |
93 |
Eşgili |
Mayalanmış hamurla yapılan bir tür
ekmek bazlama |
94 |
Evlek |
Dönümün dörtte
biri kadar olan alan ölçüsü,Tarlanın
tohum
ekmek için saban iziyle bölünen bölümlerden her biri, |
95 |
Evmek |
Acele Etmek, İvmek |
96 |
Eya |
Kaburga Kemiği |
97 |
Ferahama |
Dinlenme |
98 |
Fıhare |
Fukara |
99 |
Filik |
Keçi Yünü |
100 |
Firik |
Olgunlaşmamış Buğday Başağı |
101 |
Gadak |
Çivi,Mıh |
102 |
Gağşamak |
Gevşemek,Dağılmak,Yıpranmak |
103 |
Gambık |
Ağaç Kabuğu |
104 |
Garakiliye |
Boşuna,Gereksiz,Beyhude |
105 |
Garıh (Karık) |
Bahçe sulamak
için açılmış küçük ark, Bu arklar arasında kalan
toprak parçası,Tohumları aynı sıra da ekmek için toprağa açılan çizik,yarık |
106 |
Garipsemek |
Özlemek,Özlem duymak |
107 |
Gatlek |
Kadar, Süre Belirtir, Ölçüsünde,
Derecesinde |
108 |
Gaylesiz |
Umursamak,Kaygısız |
109 |
Geçe |
Derenin ırmağın karşı tarafı |
110 |
Geçgere |
Yük taşımakta
kullanılan, dört kollu, iki kişinin taşıdığı
bir çeşit araç. |
111 |
Geçi |
Keçi |
112 |
Gelep |
İp Çilesi, Kelep |
113 |
Gever |
Bahçe ve tarla sulamak için
açılan ince su yolu, ark |
114 |
Gırana Çekilmek |
Kenara Çekilmek. |
115 |
Gicişmek |
Kaşınmak, |
116 |
Giçişmek |
Kaşınmak, |
117 |
Gişi |
Koca,Eş,Evli Adam (Kadına Göre Eşi) |
118 |
Goo,Goğ,Gov
(Goolamak) |
Yerme, çekiştirme, arkasından konuşma,
dedikodu yapma. |
119 |
Gopey |
Av Köpeği |
120 |
Gopmak |
Koşmak |
121 |
Goşam |
Bir yada iki avuç dolusu |
122 |
Goşma |
Tavan ya da döşeme tahtası. |
123 |
Goyun |
Koyun |
124 |
Göğ |
Olgunlaşmamış, Ham |
125 |
Göo Boncuk |
Mavi Boncuk,Nazarlıklar |
126 |
Göynek |
Gömlek,Mintan |
127 |
Gözer |
Buğday, toprak vb.nin elendiği iri
gözlü kalbur |
128 |
Gubaşmak |
Yardımlaşmak |
129 |
Gubuz |
Ukala, Kendini Beğenmiş, |
130 |
Gubür |
Çer,Çöp, Toz, Kir, Süprüntü |
131 |
Guccük |
Küçük |
132 |
Gucük |
Kısa,Şubat Ayı |
133 |
Guğüm |
Genellikle
bakırdan yapılmış, karın bölümü şişkin, yandan kulplu,
uzun ve dar boyunlu, ağzı kapaklı su kabı |
134 |
Gulah |
Kulak |
135 |
Gulahlarına
Vurulan En |
Hayvanların Kulaklarına Vurulan
Yöresel Şekilli Damga |
136 |
Guleşmek |
Güreşmek |
137 |
Gurk |
Kuluçkaya Yatmış,Anaç tavuk |
138 |
Gursak |
Kuş Midesi, Kursak |
139 |
Guşene |
Tencere, Küçük Bakır Tabak |
140 |
Guşene |
Büyük tencere |
141 |
Guvaa |
Damat,Güvey |
142 |
Guvalamak |
Kovalamak, |
143 |
Guvermek |
Bırakmak, Yeşermek (Bir yere guverin
bakalım-Burada guverdi) |
144 |
Günülemek |
Kıskanmak,Kıskançlık,Çekememek |
145 |
Güpür-Güpür |
Hızlı-Hızlı,Çabuk-Çabuk |
146 |
Gütmek |
1-Evcil bir
hayvanı ya da evcil hayvan sürüsünü önüne katıp
otlaklara götürmek ve onlara oralarda göz kulak olmak.
2-Bir düşünceyi, bir duyguyu veya bir ilkeyi gerçekleştirmeye
çalışmak.
3-Bir kimseyi, bir topluluğu kendi düşünce ve amacı doğrultusunda
yönetmek, sevk ve idare etmek. |
147 |
Habe |
Heybe (İçine
öteberi koymaya yarayan, genellikle kıldan, pamuk ipliğinden ya da yünden dokunmuş,birbirine kendinden bir parçayla bitişik iki
gözü bulunan bir tür torba.) |
148 |
Halbur |
Tahıl ve başka
iri taneli maddeleri elemek için kullanılan
büyük delikli veya seyrek telli elek |
149 |
Hameyli |
İçinde Duaların Yazılı Olduğu Bir Çok
Cebi Olan Boyna Asılan Kuşak. |
150 |
Harar |
Çoğu kıldan dokunmuş büyük çuval. |
151 |
Harnup |
Keçiboynuzu |
152 |
Hasas |
Köy Bekçisi |
153 |
Havt |
Su biriktirilen küçük havuz |
154 |
Hedik |
Haşlanmış
buğday, içerisine nohut, çedene gibi başka taneli bitkiler
konularak yapılan haşlanmış buğday yemeği |
155 |
Helik |
Küçük yapı taşı genellikle duvar
yapılarında kullanılır |
156 |
Helke |
Çoğunlukla bakırdan yapılmış
kova,Kulplu su taşıma kabı,Kova,Bakraç |
157 |
Herif |
Koca,Eş |
158 |
Herk |
Dinlenmeye veya ekime bırakılmak üzere sürülen tarla |
159 |
Herklik |
Ekilmeyen,Dinlenmeye bırakılmış
sürülmüş tarlalar, |
160 |
Hers |
Öfke,Kızgınlık,Hırs |
161 |
Heyiklemek |
Hayvanların bir tehlike nedeniyle
çevreyi gözetlemesi, korkarak bakması, |
162 |
Hezen |
Damların üzerine döşenen büyük ve
kalın ağaç |
163 |
Hısboğmadan
(Fısboğmadan) |
Kimsenin haberi olmadan,Sessiz sedasız |
164 |
Hızmık |
Temizlenen hububatlardan ayrıştılan
çörçöp, kapcıklar |
165 |
Horanta |
Aynı çatı altında yaşayan kişiler ev
halkı (Aile) |
166 |
Höbek (Öbek) |
Ekin yada saman yığını |
167 |
Höllük |
Kundak
Çocuklarının altına bez yerine konulan
elenmiş
ısıtılmış ince toprak |
168 |
Hürük |
Bir yere biriktirilmiş taş,toprak vb. |
169 |
Hürüklemek
(Hörüklemek) |
Tepeleme yığmak,Tıkabasa doldurmak |
170 |
Ihtırmak |
Çökertmek,oturtmak |
171 |
Ildır-Ildır |
Parıl patıl,Işıl ışıl |
172 |
Ilgar |
Ansızın yapılan,Doludizgin, |
173 |
Irbık (İbrik) |
Yandan kulplu,
boynu uzun, genellikle bakırdan yapılmış ve
güğümden daha küçük olan su kabı. |
174 |
Irgalanmak
(urelenmek) |
Bir o yana bir bu yana sallanmak |
175 |
Ismarıç |
Bir şeyin yapılmasını, gönderilmesini,
getirilmesini isteme, ısmarlama,Sipariş etme |
176 |
Işmar |
İşaret,El, göz veya baş ile yapılan
işaret. |
177 |
İğdiş Etmek |
Hadım etmek,Erkekliğini yok etmek |
178 |
İğeşmek |
Bir işi
başkasının üzerine atmaya, bırakmaya çalışmak.Zıtlaşmak,
inatlaşmak, aksilik etmek |
179 |
İlaan |
Leğen |
180 |
İlenger |
Geniş ve çukur tencere. |
181 |
İlik |
Düğme Deliği |
182 |
İlişkir |
Süzgeç,Suda
yıkanan buğdayın suyunu sıkmak için kullanın
bakır kap. |
183 |
İlletli |
Hastalıklı,Marazlı |
184 |
İpti |
Önce,İlk,Evvel |
185 |
İşkillenmek |
Kuşkulanmak |
186 |
İşlik |
Gömlek |
187 |
İtaa |
Yer sofra bezi |
188 |
Kakıç kakmak |
Kusurunu,ayıbını yüzüne vurmak |
189 |
Kanırtmak |
Zorlamak,bir
cisme bir noktadan destek alınarak yapılan, dengesiz
kuvvet uygulama işi. |
191 |
Karmaç |
Kepek, su, süt vb. karışımı hayvan
yiyeceği. |
192 |
Katık |
Yayıktan çıkan
ayran,ekmekle karın doyurmak gerektiğinde,
onunla birlikte yenilen peynir,zeytin ya da helva gibi bir yiyecek. |
193 |
Kavurga |
Kavrulmuş
Buğday,Türklerin Geleneksel Çerezi,Türklere özgü,
tahıldan yapılan geleneksel ve yöresel bir kuruyemiş türüdür. |
194 |
Kavut |
Kavrulmuş ve
dövülmüş tahıl ununun Pekmez,şeker ya da tatlı yemişle karışımı,helva, Bir tür tatlı |
195 |
Kaydalamak |
Kıvrak, çalımlı, sekerek, zikzak
çizerek yürümek, |
196 |
Kaygana |
Yumurta aşı,Omlet |
197 |
Kayış atmak |
Sözünde durmamak |
198 |
Kazgıç |
Bitki kökü çıkarmaya yarayan ucu
sivriltilmiş sopa |
199 |
Keh |
Dağların,tepelerin en uç noktası,
doruk |
200 |
Kele |
Genellikle
kadınlar için ve kadınlarca kullanılan ayol, hey,
yahu, be gibi bir söz. |
201 |
Kelek |
Ham kavun |
202 |
Kelem |
Lahana |
203 |
Keleş |
Yakışıklı,Kibar |
204 |
Kelete |
Değirmende öğütülmek için araya giren,
öne alınan az ölçüde buğday. |
205 |
Kemçik |
Alt çenesi çıkık, üst çenesi içeriye
çökmüş gibi duran, dişleri üst üste gelmeyen, |
206 |
Kenef |
Tuvalet |
207 |
Kerç |
Zıt, karşıt, ters, |
208 |
Kerkinmek |
Birisinin
arkasına değmek, sürtünmek, erkek hayvanın dişisine karşı
çiftleşme istediğini belirten hareketler yapması. |
209 |
Kerme |
Yakılan Kurumuş Hayvan Dışkısı,Tezek |
210 |
Kesek |
İri toprak parçası |
211 |
Kesmik |
Saman irisi, |
212 |
Kındap |
Sicim,İp |
213 |
Kırcı |
Dolu, ufak ve sert taneli kar. |
214 |
Kırgı |
Tarıma uygun olmayan boz, verimsiz
alan. |
215 |
Kırık |
Erkek ya da kadının yasak aşk yaşadığı
kişi, oynaş. |
216 |
Kırışmak |
Caka satmak, hava atmak. |
217 |
Kırklık |
Koyun-Keçi yünü kesme aracı, yün
makası. |
218 |
Kıska |
Arpacık soğanı |
219 |
Kızan |
Kedi, köpek gibi hayvanların çiftleşme
isteği gösterdikleri durum |
220 |
Kilte |
Kemer,Pantolunu tutmak için kullanılan
ip vb yapılmış kemer, |
221 |
Kirik |
Yeni doğmuş eşek yavrusu |
222 |
Kirmen |
Elde yün, eğirmeye yarayan, tahtadan
yapılmış bir tür iğ. |
223 |
Kirtik |
İyice eriyip küçülmüş sabun. |
224 |
Kirtiş |
Pürüz, girinti çıkıntı, eğri olan şey, |
225 |
Kişiflemek |
Sezdirmeden birinin davranışlarını
izlemek, gizlice gözetlemek, |
226 |
Kişkilemek |
Köpeği boğuşması için tahrik etmek. |
227 |
Kit |
Anahtar |
228 |
Kitlemek |
Kapıyı Kilitlemek |
229 |
Konur |
Griye çalan at rengi. |
230 |
Kopüme |
Yünün çırpılarak temizlenerek bir
kılıf içerisine konması |
231 |
Köremez |
Koyun ya da keçiden sağılarak içilen
çiğ süt. |
232 |
Köstavası |
Ateş küreği. |
233 |
Köstü |
Köstebek. |
234 |
Kötelemek |
İtmek, fırlatmak. |
235 |
Kubarmak |
Hindi ya da güvercinin tüyleri
kabarmak, çalımlı bir tavır almak. |
236 |
Kullük |
Sobadan çıkan veya yanan artıkların
toplandığı yer |
237 |
Kunnamak |
Eşek,Atın doğurması |
238 |
Kuşluk
(Kuşluk Vakti) |
Güneş doğduktan biraz sonraki zaman. |
239 |
Külek |
Bal, yağ, yoğurt vb. şeyler koymaya
yarar tahta kova. |
240 |
Külhavıç |
Çok Yorulma, Bitkin Düşme |
241 |
Külle |
Tandırın hava almasını sağlayan ve
dışarı açılan havalandırma durumu |
242 |
Kümük |
Dökük dişli. |
243 |
Kürtün |
Yük hayvanlarına vurulan semer, palan. |
244 |
Kürümek |
Kar, çamur, toprak gibi şeyleri
İterek bir araya toplamak, küremek. |
245 |
Küsküç |
Ağaç ya da demir sopa (havuç, çiğdem
vb. çıkarmakta kullanılır) |
246 |
Lalanmak |
Alay etmek, birinin yaptıklarını
yineleyerek eğlenmek. |
247 |
Loğ |
Damların üzerindeki toprağı
pekiştirmek için kullanılan silindir biçimindeki taş. |
248 |
Madara olma |
Rezil Olmak |
249 |
Mahana |
Bahane,Sebep |
250 |
Makat |
Minderli alçak sedir |
251 |
Malama (Malağma) |
Samanla karışık tahıl; dövülmüş, ama
savrulmamış tahıl ve saman karışımı. |
252 |
Malamat |
Rezil |
253 |
Marim |
Meğersem,Oysa, Oysaki (Bilinmeyen) |
254 |
Masimek |
Önemsemek,Önem vermek,Değer vermek,
Saymak |
255 |
Melefe |
Beyaz Yorgan Yüzü, Yorgan Çarşafı |
256 |
Meses |
Yün çırpmak veya
hayvanları hareket ettirmek için
kullanılan uzun ve ince sopa. |
257 |
Mezbele |
Çöplük |
258 |
Mıkla |
Tavada yapılan soğan yemeği |
259 |
Mılcımak |
Yumuşayıp, sulanıp bozulmaya yüz
tutmak, çürümek (meyve, sebze vb. yiyecekler). |
260 |
Mınna |
Emmi,Amca |
261 |
Mısga (Muska) |
Yazılı Kağıt.
(Büyüden, Efsundan. Gözden,Nazardan, Kem Bakışdan Korunmak için Yazılan,
Bu yazı Üçgen biçiminde dürülüp, bükülür, katlanır, sonra bir muşambanın
içine sıkıca sarılıp iyicene dikilir ve boyna asılır.) |
262 |
Milek |
Kokuşmuş çamur, balçık. |
263 |
Muhkem
(Mohkem) |
Güçlü,Sağlam |
264 |
Mukayyet Olmak |
Birbirimize sahip çıkmak,
Korumak,Arkalanmak |
265 |
Mulus Olmak |
Birinin ocağına düşmek, başkasının
insafıma kalmak. |
266 |
Mundar |
Kendiliğinden öldüğü için eti
yenilmeyen hayvan, pis, kirli. |
267 |
Musmul (Mısmıl) |
Yenilmesi sakıncalı olmayan kesilmiş
hayvan eti. |
268 |
Müzevir |
Dedikoducu, ara bozucu. |
269 |
Naaziyoo |
Ne gezer (bir şeyin kendisinde
olmadığını anlatmak için kullanılan bir deyiş). |
270 |
Nahas |
Beklenmeyen, umulmayan bir davranış
karşısında söylenen bir şaşkınlık sözü.Hayrola, bu nasıl oldu. |
271 |
Neşaal |
Nasıl |
272 |
Nodul |
Övenderenin
ucundaki küçük ve ince sivri demir. |
273 |
Norecağan |
Ne Yapıyorsun. |
274 |
Norecek |
Ne Yapacak |
275 |
Nörek |
Ne yapalım |
276 |
Nörüyon |
Ne Yapıyorsun. |
277 |
Oklağaç |
Oklava |
278 |
Okuntu |
Yakınları, tanıdıkları düğüne çağırmak
için gönderilen küçük hediye. |
279 |
Omaç |
Tereyağla karışık ekmek. |
280 |
Oştlamak |
Kedi, köpek gibi hayvanları kovmak. |
281 |
Oşukçu |
Bir başkasını
aşırı biçimde öven. |
282 |
Öjbe (Öçbe) |
Şımarık, Kendini beğenmiş, Soytarı |
283 |
Örklemek |
Hayvanları otlamaları için uzun bir
iple çayıra, kazığa bağlamak, örüklemek. |
284 |
Örtme |
Üstü kapalı, önü açık yer, baş örtüsü. |
285 |
Ötaçe |
Öte-Geçe, Karşı Taraf, Suyun Öbür
Tarafı anlamında kullanılan Kelime |
286 |
Öz |
Dere |
287 |
Özemek |
Azar azar bu katarak karıştırmak. |
288 |
Pahla |
Bakla, Fasulye |
289 |
Pahlavu |
Baklava |
290 |
Pahlıcan |
Patlıcan |
291 |
Pendirci |
Peynirci |
292 |
Perçem |
Kekil |
293 |
Peşgır (Peşkır) |
Havlu,El yüz silmek kurulamak için
kullanılan el havlusu, |
294 |
Pevler (Pelver) |
Salça (Domates Salçası) |
295 |
Pırtı |
Giysi, giysi türünden, eski püskü, işe
yaramaz, değersiz eşya. |
296 |
Pırtmak |
Yerinden çıkmak,
sapmak, kaymak, Tutulan bir şey elden kaçmak,
kurtulmak, bağlı bir şey çözülüp kaçmak |
297 |
Pısmak |
Sinmek, bir şeyi kendine siper edip
saklanmak, |
298 |
Pinnik |
Kümes |
299 |
Pöhrek (poorek) |
Ağaç ya da topraktan yapılmış su
borusu |
300 |
Pörtlek |
Gözleri dışarı fırlamış. |
301 |
Pürcüklü |
Havuç |
302 |
Saçı |
Gelinin düğünün
son günü aldığı hediyeler, gelinin başından aşağı saçılan çiçek,
şeker, arpa, para vb. şeyler. |
303 |
Saçım |
Üzerinde bir düven’in çalışabileceği
sayıda biçilmiş ekinden oluşan yığın, demet, bağ. |
304 |
Saçkı |
Çoğunlukla tandırda yakılan iri saman
ve gübre karışımı. |
305 |
Sako |
Ceket |
306 |
Salaca |
Tabut |
307 |
Samranmak |
Uykuda Konuşmak |
308 |
Sanıdmak |
Boşboş bakmak,beklemek |
309 |
Sası |
Tadı bozuk. |
310 |
Sayvat |
Evlerin dışında üstü örtülü, yanları
açık genişçe saçak altı, teras. |
311 |
Sedir |
Kol koyacak yeri olmayan, arkalıksız,
üstü minderli ve yastıklı olabilen kerevet, divan. |
312 |
Seki |
Bir tür oturak, makat. |
313 |
Seklem |
Kıldan, yünden dokunmuş çuval, dolu
çuval. |
314 |
Seme |
Aptal, ahmak. |
315 |
Seyip |
Başıboş, sahipsiz. |
316 |
Sığıç |
Sığınmış, başkasının korumasına
gereksinim duymuş. |
317 |
Sındı |
Makas |
318 |
Sınıkçı |
Kırık çıkık tedavisi yapan kişi. |
319 |
Sıracalı |
Pis, beceriksiz,bakımsız,güçsüz |
320 |
Sırım |
Deri ip |
321 |
Sırınsı |
Kırılması zor, sert ağaç. |
322 |
Sıtkını Sıyırmak |
Artık güvenmemek. |
323 |
Sıyırgı |
Sıyırmakta,Küremekte kullanılan tahta
araç |
324 |
Sin |
Mezar,Kabir |
325 |
Sitil |
Küçük, kulplu kova. |
326 |
Siyeç |
Toprak damların üstündeki çıkıntıların
ve bahçe duvarlarının çamurla sıvanmış hâli |
327 |
Siymek |
Kedi, köpek gibi hayvanlar için
işemek. |
328 |
Soğna |
Sonra,Şimdi değil daha ileri bir
zamanda, |
329 |
Soku |
Tahıl dövmeye yarayan büyük taş dibek, |
330 |
Soluh |
Soluk, Nefes (Bi Soluh, Nefeslenmek,
Kısa Süre Dinlenmek) |
331 |
Sormuk |
Emzik.emme,emilerek yeme (Sormuk
Şekeri) |
332 |
Sorudmak |
Ayakta dikilerek surat asmak |
333 |
Sorutmak |
Surat asmak, somurtmak, ayakta durmak,
dikilmek. |
334 |
Soyka |
İşe yaramaz nesne, yaramaz, huysuz. |
335 |
Söğüt Ağazlığı |
Sigara içmek için söğütden yapılan
ağızlık |
336 |
Sumsa |
Yumruk, Yumrukla Vurma |
337 |
Susa Yol |
Şose Yol, Dar Yol, Asfaltlı Yol |
338 |
Sümsük |
Uyuşuk davranan, miskin, aptal,
mıymıntı, sünepe, pısırık (kimse). |
339 |
Sündürme |
Tavada peynir ile yapılan bir yiyecek |
340 |
Sürü |
Evcil hayvanlar Topluğu, 100,150, 200
ya da daha kalabalık evcil hayvan topluluğu. |
341 |
Süteşi |
Yoğurt mayası. |
342 |
Süyüm |
İğneye geçirilen bir sap iplik. |
343 |
Şafah |
Şafak,Alın |
344 |
Şağal |
Şekil, biçim, nasıl. |
345 |
Şaplak |
Şamar, tokat. |
346 |
Şelek |
Sırtta taşınan yük |
347 |
Şemşamer |
Ayçiçeği, Günebakan |
348 |
Şıltak |
Numaradan bağırıp çağırma. |
349 |
Şibi |
Ördek |
350 |
Şifemek |
Huyuna göre davranmak, |
351 |
Şikarlanmak |
Nazlanmak. |
352 |
Şikirsiz |
Sevimsiz,Kılıksız, Yakışıksız, Çirkin |
353 |
Şipir Şipir |
Çabuk çabuk, damlaların art arda
düşmesinden çıkan ses. |
354 |
Şire |
Üzüm Suyu |
355 |
Şişek |
1-2 Yaşında Koyun |
356 |
Tavatır |
Çok İyi, Çok Güzel |
357 |
Terek |
Mutfak eşyaları koymaya yarayan üç
raflı dolap, tel dolap rafı, duvar rafı. |
358 |
Teşt |
Çamaşır leğeni, büyük leğen. |
359 |
Tezmek |
Birden koşmak (buzağı için). |
360 |
Tıhırdah |
Koyun,Keçi vb.Hayvanların Boynuna
Takılan Küçük Çan, |
361 |
Tıynet |
Yaradılış Huy,Karakter, Kişinin Yapısı |
362 |
Toğom |
Tohum |
363 |
Tohlu (Toklu) |
Altı ay bir yaş arası kuzu |
364 |
Tohmalamak |
Hayvanların aşırı yiyerek şişmesi,
Hareket edemeyecek kadar çok yeme durumu, |
365 |
Tohurdak
(Tongurdak) |
Davar yada
Köpeklerin Boynuna Takılan Çan.
(Hayvanları Takip Etmek İçin Kullanılır) |
366 |
Toplu |
Küçük pencere, cam. |
367 |
Tuman |
Don, şalvar, pijama. |
368 |
Tumdurmak |
Suya batırmak |
369 |
Tummak |
Suya dalmak, birine saldırmak. |
370 |
Uflak |
Büyük Mutfak Bıçağı |
371 |
Ufra |
Hamur bezesi açılırken kullanılan
yapışmayı engelleyen un. |
372 |
Uğrelenmek |
Neşeli ve Hoşça Vakit
Geçirmek.Giderken biraz durup oyalanmak, durup beklemek. |
373 |
Uğunmak |
Büyük bir üzüntü veya acıdan
kıvranmak, soluğu tıkanmak, ağlaya ağlaya bayılmak. |
374 |
Uluk |
Çürümeye yüz tutmuş. |
375 |
Uruplağa |
Bir Tahıl Ölçeği, 2 Kilogramlık
Hububat Ölçü Kabı |
376 |
Usturuplu |
Ağır başlı, oturaklı, güzel, yerinde. |
377 |
Uşşak |
Çocuk, Afacan |
378 |
Ürümek |
Havlamak. |
379 |
Ütüzlemmek |
Yapmak istenmeyen işi unutturmak için
zaman geçirmek, oyalanmak. |
380 |
Verep |
Yokuş,Yamaç,Bayır |
381 |
Vesek |
Rehin, tutu, |
382 |
Vıh-Vıh |
Vah vah anlamında acıma sözü. |
383 |
Vozulamak |
Arkasına bakmadan kaçmak. |
384 |
Yaban |
İnsan yaşamayan ıssız yer, sıla,
gurbet, yabancı, el. |
385 |
Yadırgı |
Yabancı,El, Öteki |
386 |
Yağarnı
(Yağannı) |
Sırt |
387 |
Yağdalı |
Kirli,Pis Kimse |
388 |
Yağlık |
Mendil |
389 |
Yalabık |
Şimşek |
390 |
Yampiri |
Eğri büğrü, yan yan ve çarpık giden. |
391 |
Yangı |
Aşırı sevgi, tutku. |
392 |
Yangır
(Yagır) |
Binek
hayvanlarının üstüne herhangi bir malzeme
konmadan binici gıçının yara olması |
393 |
Yastılık |
Yastı vakti yenilen. |
394 |
Yaymak |
Hayvan otlatmak. |
395 |
Yazgı |
Kader, alın yazısı. |
396 |
Yazı |
Düz yer, ova, kır. |
397 |
Yeldirmek |
Aceleyle Koşmak, Koşturmak |
398 |
Yelikme |
Şımarma |
399 |
Yelmek |
Aceleyle,Teleşla koşmak |
400 |
Yeşillenmek |
Birine kur yapmak, kendini
beğendirmeye çalışmak. |
401 |
Yeygi |
Kış için hazırlanmış yiyecekler. |
402 |
Yılık |
Şaşı gözlü, çarpık, eğri. |
403 |
Yılkı |
At, eşek gibi tek tırnaklı hayvan
sürüsü, başıboş bırakılmış at ya da eşek. |
404 |
Yılkılık |
Yaşlı atların kışın doğaya
bırakılması. |
405 |
Yiğni (Yeğni) |
Ağır olmayan, hafif. |
406 |
Yordam |
Gelenek görenek, görgü, usül. |
407 |
Yoz |
Üç dört sürülük koyun, koyun sürüsü. |
408 |
Yumak |
Yıkamak |
409 |
Yumuş |
İş için verilen talimat |
410 |
Yumuşma |
Saklambaç |
411 |
Yunaklık |
Çamaşır yıkanan, banyo yapılan yer |
412 |
Zabın |
Yoksul, şaşkın, miskin. |
413 |
Zağar |
Bir Cins Çoban Köpeği, Çoban Köpeğinin
Eniği (Yavrusu) |
414 |
Zağlamak |
Hızla,
akarcasına kayıp gitmek, iplik yumaktan, makaradan boşalmak,kuş süzülerek yüksekten inmek. |
415 |
Zahar |
Galiba,Herhalde |
416 |
Zahire |
Kışlık yiyecek. |
417 |
Zehen |
Bakır kap. |
418 |
Zehim Geçti |
Çok açıkdım, açlıktan içim geçti, |
419 |
Zemheri |
Kara kış |
420 |
Zerze |
Kapı zinciri, sürgüsü, kildi |
421 |
Zıbarmak |
Uyumak,Gebermek |
422 |
Zılgıt |
Tersleme, azarlama |
423 |
Zıllımak |
Mızımak,Mızıkçılık yapmak,Oyunbozanlık
Yapmak. |
424 |
Zibil |
Çok,Fazla, Bol (Bol olduğu için
değersiz) |
425 |
Zikke |
Yere çakılan ve hayvan bağlamakta
kullanılan demir kazık. |
426 |
Zonguldamak |
Üstündekini
sarsarak yürümek (at, eşek için), oturduğu yerde tepinir gibi yapmak,zonklamak. |
427 |
Zorsunmak |
Zor saymak,Zoruna Gitmek,Yapacağı işi
ağır bir yük veya angarya olarak kabul etmek, |
428 |
Zortlamak |
Birdenbire
sıçramak, öfkeyle ayağa kalkmak, yersiz konuşmak, davranmak,yapamadığı işleri yaparmış gibi
görünmek. |
Sabahları gazeteleri okurken öncelikle
Yozgat ilimize ait yerel gazeteleri, yayınları,
internet sitelerini dikkatle okumaya gayret ederim. Yerel yayınları okuduktan sonra ulusal yayınları okumaya
devam ederim. Yozgat yerel yayınlarındaki köşe yazarlarını da vaktim ölçüsünde
takip eder okumaya çalışırım, bunları okumaktan ayrıca bir haz alırım. Yerel
gazetelerden takip ettiğim ve mümkün mertebe okumaya çalıştığım yazarlardan
biri de ileri gazetesi yazarı Rıfat
ÇAKIR'dır. Yine bir gün yerel gazeteleri okurken Yozgat kültürünün
tanıtımına çok katkısı olan değerli
şair, yazar Rıfat ÇAKIR'ın ÖTAÇE'NİN DAVARINI GUDEN ÇOBAN,ÇELTEK VE ÇONA başlık yazısını okudum. Bu yazıyı okurken
kullanılan sözcükleri gerek yaş gerek se
köyde doğup büyüdüğümden ben anladım, ancak yeni nesilin bu yazıyı yeterince anlayamayacağını ve anlamaları için
yerel sözlük hazırlanması gerektiğine kanaat getirerek konuyu değerli yazar Rıfat ÇAKIR'a ilettim. Rıfat
bey konuya her zamanki gibi alicenaplığı ile yaklaşarak neden olmasın
hazırlanabilir diye karşılık vermesi ile şahsım araştırma yapmaya başladım. Araştırma
sırasında kişisel veya tüzel olarak mahalli dilde derlenerek hazırlanmış
sözcüklerin yayınlanmış olduğunu fark ettim. Bu yayınlardan oldukça memnun
oldum ve kendimce yararlanmaya çalıştım. Yozgat kültürüne meraklı ve araştırmayı seven birisi olarak bu
derlemeyi bir de ben yapayım dedim ve yöremizde kullanılan yukarıdaki
sözcükleri günümüz Türkçesine uyarlamaya çalıştım.Tespit ettiğim sözcüklerde
eksiklikler okunuş ve yazılış yanlışlıkları olabilir,
ayrıca tespit edemediğim kelimeler, sözcükler
de olabilir, bildirilmesi durumunda listeye
derhal eklenecektir.
Derleyen-Hazırlayan. Ömer GÜNGÖR
http://hasbekliomer.blogspot.com/
|
| |