30 Kasım 2025 Pazar

 

KAYMAKAM NECATİ ÇELEBİOĞLU İLE SÖYLEŞİ -3

-Ahmet Bey, sorunuzla ile ilgili detaylı cevabımdır:
Mezun olur olmaz 1975 Ağustos ayında girdiğim İçişleri Bakanlığı maiyet memurluğu (kaymakam adaylığı)sınavını kazanarak, Adana Valiliği Vali Lütfi Tuncel maiyetinde(E. Vali/ E. Anayasa Mah. üyesi) 7 ay vilayet stajı (bütün kamu kurum ve kuruluşlarında)yaptım. Daha sonra Ceyhan Kaymakamı I. Nihat Özgen’in maiyetinde 3 ay kaymakam refiki olarak staj yaptıktan sonra toplam 1,5 yıl sürecek kaymakam vekilliğinin bir bölümü olan Sarıkaya Kaymakam Vekilliğine 1976 yılı Ekim ayında İçişleri Bakanlığı’nın emri ile atandım. Atandığımda, Sarıkaya Kaymakamı Abdülkadir Aksu Malatya Emniyet Müdürlüğü’ne atanmış, ben gelmeden önce ilçeden ayrılmıştı. Sarıkaya Kaymakam Vekilliğim tam 6 ay sürdü.1977 yılında yerime asil kaymakam atanınca, tayinim Kastamonu İli Cide Kaymakam Vekilliğine çıktı. Sanırım bu ilçeye çıkmasında Yozgat Valisi Abdurrahman Lami Gözen’in olumlu katkısı olduğunu ifade etmem gerekir.1977 Mart ayında Sarıkaya’dan ayrılarak sırasıyla; Cide, Banaz, Mut kaymakam vekilliğine devam ettim. Üç aylık süre ile de Mülkiye Teftiş ve Soruşturma Stajı yaptım. Altı ay süren 59.Dönem Kaymakamlık Kursunu da başarı ile bitirerek, Haziran 1978 yılında ilk asil kaymakamlığım olan Hatay İli Hassa Kaymakamlığı’na kura çekerek müşterek Kararname ile Atanmış oldum.(İçişleri bakanı, başbakan ve cumhurbaşkanı imzası ile)
Görev yaptığım il ve ilçeler ile ilk akla gelen anılar ve hizmetlerime gelince;
1-Banaz İlçesi ve düğünümüz bağlamında önemli anı da aynen şöyledir: Düğün olup evlendikten bir gün sonra, şansımıza Murat Dağları’nda orman yangını çıkmıştı. Yangını haber alır almaz şoför ve koruma polisini almadan – ehliyetsiz ve acemi şoför olarak- Land Rover marka makam cipi ile son sürat gittim. İki bin beş yüz metre yükseklikteki dağın zirvesine kadar çıktığımı ve arkadan da şoför, koruma polisi ve jandarmanın kaza yapmamdan endişe ettiklerinden, beni korumak için son sürat bana koştuklarını ve dağın zirvesinde buluştuğumuzu unutmak mümkün değildir. Murat Dağları Uşak ve Kütahya sınırlarında yer aldığından her iki ilin valisine tarafımdan bu yangının haber verildiğini, Uşak Valisi ve Jan. Alay komutanının yangın yerine intikal ettiğini, ayrıca tarafımdan Kütahya askeri birliğine telefon açarak askeri birlik yardımı istediğimi; bu talebim üzerine Kütahya’dan en az dört yüz askeri yardım ve kurtarma ekibi geldiğini burada belirtmekte yarar görmekteyim. Bu yangın iki gün sonra söndürüldü ise de, tekrar başlayıp 10 gün daha devam etmişti. Murat Dağları ekolojik dengenin sağlanması ve su kaynakları bakımından ülkemizin zengin doğal kaynaklarına sahiptir ve Menderes Irmağı’nın en temel su kaynaklarını ihtiva etmektedir.
2-Hatay İli Hassa İlçesi Kaymakamlığı Dönemi ile ilgili olarak(1978-79) bu ilçede göreve başladığımda Suriye ile hudut teşkil ettiğinden, çok kaçakçılık yapıldığını öğrenmiştim. Bu yönde sınır güvenliğinden seyyar jandarma bölük komutanları ile bağlı oldukları Kırıkhan Tabur Komutanlığı sorumlu idi. Göreve başladığım andan itibaren tabur komutanı Jan. Bin başının kaçakçılık yaptığı, yakalanan kaçak eşyaları Adliye ye teslim etmediği ve depolarda sakladığı ihbarları geliyordu. Bana intikal eden bu yöndeki ihbarları değerlendirerek ve Hassa C. Başsavcılığı ile de irtibat kurarak anılan tabur komutanını hem Hatay Valiliği’ne hem de Akdeniz Komutanlığı Askeri Savcılığı’na bildirdim. Ertesi gün tabur komutanının evinde ve komutanlığın depolarında askeri savcılık tarafından arama yapılarak, kaçak eşyalara el konulduğunu ve tabur komutanının askeri savcılık tarafından tutuklandığını öğrenmiştim. Bu durumdan dolayı daha sonra şikâyetten vazgeçmem için çok baskı yapıldı ise de ben kesinlikle şikâyet ve ihbarımdan vazgeçmedim. Askeri mahkemede de bu tabur komutanı hakkında aleyhte ifade verdiğimi çok iyi biliyorum. Aradan uzun yıllar geçtiği için olayın akıbetini bilmiyorum.
Diğer taraftan, gerek Hassa C. Başsavcısı Şeref Terzi gerekse Hassa Lisesi Müdürü Hüseyin Hatipoğlu’nun ikamet ettikleri lojmanlara bir gece saat 02.00 sularında patlayıcı madde atılması neticesinde Hassa da ikamet eden şüpheli yirmi iki genç gözaltına alınıp sorgulanmak üzere Hatay Emniyet Müdürlüğü’ne gönderildi. Bu gençlere Hatay Emniyet Müdürlüğü’nde işkence yapıldığı haberleri üzerine Hassa da halk galeyana gelip ayaklanma hâsıl olduğundan, durumu Hatay Valisi Ünal Özgödek’e bildirdim. Toplanan kalabalığı dağıtmak için Jandarma kuvveti istemem üzerine, Vali Ünal Özgödek ve Hatay İl Jan. Komutanı Jan. Albayın Hassa’ya gelip kaymakamlık makamında durum değerlendirmesi yapmamız neticesinde, gözaltında bulunan 22 gencin Hassa Asliye Ceza Mahkemesi’nde selametle ve baskı olmadan sorgularının yapılması ve mahkemenin selameti için, biriken ve savcıyı tehdit eden kalabalığı dağıtmak için Jan. Albayı ile hükumet konağı önündeki biriken halkı teskin etmek ve gerektiğinde yasa dışı toplanan kalabalığı dağıtmak için sahaya indik. Dağılmamakta direnen topluluğun dağılması için tarafımdan güvenlik kuvvetleri olan emniyet ve jandarma birliklerine 2918 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüş Yasası’na göre emir vermem gerekliliği üzerine, kalabalığı zor kullanarak dağıtmak zorunda kaldığımızı burada ifade etmekte yarar görmekteyiz. Sonuçta, kalabalığın dağıtılması üzerine, sorguları yapılan yirmi iki kişinin serbest kalması üzerine Hassa İlçesinin tekrar huzur ve güvene kavuştuğu ve yerel basının şahsım hakkında övgülerde bulunduğu, bu yönde bana ‘asayişçi kaymakam’ unvanı verdiğini hiç unutamam.
3-Ordu İli Gölköy Kaymakamlığı Dönemi ile ilgili olarak;(1979-80) ilk akla gelen anılar ve ilk hizmetler: Bu ilçede sağ sol olayları giderek artıyordu. Derenin bir tarafı sağ, bir tarafı da sol gruplara aitti. Bu ilçede de iki grubun çatışmanın eşiğine geldiğinde, ikna ederek iki tarafın da sakin ve çatışmasız bir şekilde dağılmalarını sağlamıştım. Zaten bu nedenle İlçede ve ülkemizde ortalık karıştığından ve asayiş de bozulduğundan 14 Nisan 1980 tarihinde askere gitmeye ve 166 dönem yedek subayı olmak için Tuzla Piyade Okulu’na katılmaya karar verdim.
Diğer bir Anı da; Ordu’ya valilikteki koordinasyon toplantılarına giderken mutlaka Ulubey Kaymakamı Atilla Koç’a uğrar çayını ve kahvesini içmeden toplantıya katılmazdım. Atilla Koç daha sonraları Vali ve Kültür Turizm Bakanı olmuştu. Bu ilçede önemli bir anım da 26 Aralık 1979 yılında kayın pederim Mehmet Mahir Selimata Kilis İlçesinde vefat etmişti. Gölköy Ziraat Teknisyenliğinin Valilik onayı ile tahsis edilen Jeep’iyle kar ve kış şartlarında Sivas, Yozgat, Kayseri, K. Maraş ve Gaziantep üzerinden Kilis’e ulaştığımızı ve cenaze törenine yetiştiğimizi unutmak mümkün değildir.
4-166.Dönem Yedek subaylık dönemi ile ilgili olarak14 Nisan 1980-31 Tem.1980 tarihleri arasında Tuzla Piyade Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı’nda piyade okul öğrenciliği ve yedek subay eğitimi aldım.12 Eylül 1980-31 Temmuz 1981Sivas ve Tokat illeri Sıkıyönetim Komutan Yardımcılığı İrtibat Subaylığı ve Basın Halkla ilişkiler Kısım Amirliği yaptım. Bu dönemde 11 bin şikâyet ve müracaat çözüme kavuşturulmuş 5.Er Eğitim Tugay Komutanı ve Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı Cemal Tezgörücü tarafından üstün başarı nedeniyle tarafıma takdirname verilmiştir.
ahmet.kocak16@hotmail.com


27 Kasım 2025 Perşembe


Köyümüz Sakinlerinden  Osman KARASU 27.11.2025 Günü Vefat Etmiştir. Merhumun cenazesi 28.11.2025 günü cuma namazını takiben Mamak Ortaköy mezarlığına defn edilecektir. Merhuma Allah'dan Rahmet Yakınlarına Başsağlığı Dileriz.

19 Kasım 2025 Çarşamba

 


KAYMAKAM NECATİ ÇELEBİOĞLU İLE SÖYLEŞİ -2

-Sayın ÇELEBİOĞLU, aynı ilkokulda sizden sekiz yıl sonra ben de okudum. Cevdet Erdoğan beni de ilkokul üçe kadar okutmuştu. Hayri Özdemir de çalışıyor, başka sınıfları okutuyordu. Atilla Güler okul müdürü idi. Bir ortak yönümüz daha oldu.
Sanıyorum ilk atamanız ilçemize yapıldı. Doğup büyüdüğünüz ilçeye atandığınızı öğrendiğinizde duygu ve düşünceleriniz nasıldı? Köyünüz ve ilçe halkı tarafından nasıl karşılandınız?
-İlk tayinimin Sarıkaya ilçesi Kaymakam Vekilliğine, yani doğup büyüdüğüm topraklara yapıldığında tabii ki çok şaşırdım. Bir yandan da memleketime hizmet edeceğim ve gurur duyacağım için çok sevindim. Aslında Mülki İdare Amirleri Atanma ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’ne göre, doğup büyüdüğüm topraklar olan Sarıkaya ilçesi kaymakamlığına atanmam uygun değildi. Hemen bu yöndeki gerçeği öğrenmeye çalıştım. Ancak yönetmelikte de bu yönde; bir stajyer kaymakam vekilinin kendi ilçesinde görev yapamayacağına dair bir hükmün olmadığı da bilinen bir gerçektir. Kaldı ki, bu atanma işleminin daha sonra gerçekte Eskişehir Sarıcakaya ilçesi ile karıştırılmış olduğu ortaya çıktı. Ancak bu konuda bir sorun olmadığı anlaşıldığından değiştirilmedi. Yozgat Valiliği de bu atama işlemine karşı çıkmadı. Gerek Sarıkaya gerekse Hasbek halkı ve ileri gelenleri Sarıkaya Kaymakam vekilliğine atanmamı olumlu karşıladılar ve yoğun şekilde beni tebrik etmeye ve benimle gurur duymaya çalıştılar. Özellikle Hasbekli hemşerilerimden takdir ve kutlama yağmaya başladı. Bu yöndeki ziyaretlerin önü ve arkası kesilmek bilmiyordu. Beni yerlere göklere sığdıramıyorlardı…
-Lisede Fen Bilimleri dersimize giren sonradan eşiniz olan Saliha Selimata Hanımla nasıl tanıştınız, nasıl evlendiniz?
-Sarıkaya Kaymakamlığı’na Ekim 1976 yılında atandığımda ilk Cumhuriyet Bayramı hazırlıklarını yapıp, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenlerine katıldığımda ve özellikle çelenk koyma töreninde eşim Saliha ile karşılaştık. Daha öncede bir öngörüm vardı; ‘Sarıkaya’da mavi gözlü, uzun boylu bir bayan öğretmen çıkarsa ona evlenme teklif edeceğim,’ diye yakınlarıma söylemde bulunuyordum. Allah dileğimi kabul etti ki hayırlı ve mesut bir yuva kurma nasip oldu. Tabii ki Mart 1976 tarihinde de Cide Kaymakam Vekilliğine atanmamdan önce Kilis İlçesi’nde (O zaman Gaziantep iline bağlı bir ilçeydi) Salihaların evlerinde büyük bir katılımla Kilis Kaymakamı Necmettin Özturan tarafından nişan yüzüklerimiz takıldı, Nisan merasimine, Kilis’in ileri gelen aileleri ile Sarıkaya hakimi iken Kilis Ağır Ceza Mahkemesi üyeliğine atanan Neşet Erdal ve eşi Selma Hanım da katılmıştı. Daha sonra da şubat ayında Sarıkaya Belediyesi’nde yıldırım nikâhı yaptırdık. Banaz Kaymakam Vekilliğim sırasında da (Ağustos 1977 tarihinde) Mercan Sineması’nda, Uşak Valisi İsmail Dokuzoğlu’nun şeref vermesi ile de düğünümüz yapıldı. Büyük bir davetli topluluğunun takı takması ile düğünümüz sona ermişti. Bu yönde güzel bir anımız da şöyleydi:
Uşak Valisi İsmail Dokuzoğlu büyük bir jest yaparak makam arabası Mercedes ile-bayraklı olarak- bizi lojmandan alıp düğün salonuna intikal ettirmesi bizim için büyük bir onurdu. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun.
-İzin verirseniz burada sözü eşiniz Saliha öğretmenime vermek istiyorum; değerli öğretmenim aileniz, evliliğiniz, görev yerleriniz hakkında neler söylemek istersiniz?
SALİHA ÇELEBİOĞLU: “8 Temmuz 1954 Kilis doğumluyum. Üç kız kardeşiz. Ben ortancayım. İlk, orta ve liseyi Kilis’te okudum. Yükseköğrenimimi Gaziantep’te tamamladım. Çalışkan bir öğrenci olduğum İçin kura çekmeden gideceğim ili seçme hakkım vardı ama MHP engel oldu. Ankara’da çekilecek kuraya babamla gittik. Kurada Sarıkaya çıkınca babam, ‘istifa et’ dedi. Sonra Yozgat valisinin ve eşinin Kilisli olduğunu öğrendik. Vali Bey telefon etti; “kızımızı gönder. Benim korumada.” dedi. Benden 2 ay sonra Necati geldi. 29 Ekim törenlerinde beni gördü. Öylece tanıştık.
Okulda benden büyük öğrencilerim vardı. Orası zordu ama küçük öğrencilerle sorun yaşamadım.
Sonra eş durumundan kısa sürelerle; Uşak /Banaz, Mersin/ Mut; sonra Necati Ankara’ya staja gitti. Asaleten Hatay /Hassa, Hatay/ Yayladağı, Bingöl /Genç, Artvin /Hopa, Isparta /Eğirdir, Çanakkale? Gelibolu, Adapazarı /Sapanca gibi illerde çalıştım. Son olarak İstanbul’a geldik. 7 yıl Ataköy Cumhuriyet Lisesi’nde çalıştıktan sonra 2004 de emekli oldum.
İnşaat yüksek mühendisi bir oğlum, Avukat bir kızım ve iki torunum var. Emeklilik hayatımı yurt dışı gezileri ve Türkiye gezilerinde geçiriyorum.
Yıllar geldi geçti. Her meslekten öğrencim oldu. Kimisi çok meşhur oldu. Onlarla çok gurur duyuyorum.
Benden bu kadar ilgine teşekkürler…”
-Sayın ÇELEBİOĞLU, Sarıkaya’ya atandığınız dönemde ilçenin önemli sorunları nelerdi ve sizin öncülüğünüzde çözülen sorunları anlatır mısınız?
-Ekim 1976 yılında Sarıkaya’nın sosyal-kültürel-ekonomik ve turizm yönünden kalkınması ve gelişmesi için hummalı bir çalışmaya; köy köy, kasaba kasaba ziyaretle yapmaya, sorunları tespit etmeye başladım. Bütün daire amirleri, kurum ve kuruluş temsilcileri ile koordinasyon ve işbirliği kurmaya ve bu bağlamda ilçe idare şube başkanları toplantılarını yapmayı problemleri yerinde görmeyi ve çözmeyi planlıyordum. Fakat bazı daire amirleri ve öğretmenler sanki devlet memuru değilmiş gibi; köy köy dolaşıp parti propagandası yapıyorlardı. Ben de tarafsız bir kaymakam olarak, bu tür davranışları önlemeye çalışıyor ve gerekirse disiplin soruşturması emri veriyordum. Diğer taraftan ilçeyi ziyarete gelen bazı bakanları ve il valisini karşılıyor, gerektiğinde köy ve kasaba ziyaretlerinde onlara refakat ediyor, sorunları dile getiriyor, çözüm yolları sunuyordum. Bu süre içinde zamanın Adalet Bakanı İsmail Müftüoğlu’nun refakatinde Yozgat Valisi Abdurrahman Lami Gözen olduğu halde kaymakamlığı ziyarete geldiğini ve kendisine makamda Sarıkaya’nın sorunları hakkında sunum yaptığımı çok iyi hatırlıyorum. Altı aylık kısa bir kaymakamlık döneminde Yozgat Valisi Abdurrahman Lami Gözen ile Hasbek Nahiyesi grup köylerinden Ramadanlı, Hisarbey, İnkışla ve Akçadam köy yollarının yapılması için çalıştım. Ayrıca Koçak, Alembey, Emirbey, Azapbaşlı, Gündüzlü, Mescitli ve Derekaplancı köy grubu yollarında inceleme yaparak bu köy yollarının bakımı ve sanat yapılarının yapılarak ulaşımın daha iyi olmasına vesile olmasına çalışıyordum. Bu çerçevede, ayrıca Benli, Erbek, Kemallı, Dayılı, Kadıgüllü, Ürkütlü ve Koçcağız köy grup yollarının da bakım ve ıslah çalışmalarına karar veriyor ve katkı sağlıyorduk…
-Sayın ÇELEBİOĞLU, Sarıkaya’dan sonra ülkemizin pek çok il ve ilçesinde görev yaptınız. Sırasıyla görev yaptığınız yerleri; ilk aklınıza gelen hizmetinizi, anılarınızı anlatır mısınız?
ahmet.kocak16@hotmail.com


14 Kasım 2025 Cuma


Köyümüz Sakinlerinden  Merhum Nuri DEMİR'in oğlu Kadir Hacı Molla DEMİR 14.11.2025 Günü Vefat Etmiştir. Merhumun cenazesi 14.11.2025 günü  Saat:11.30'da Ankara Karşıyaka  Mezarlığına defn edilecektir. Merhuma Allah'dan Rahmet Yakınlarına Başsağlığı Dileriz.

13 Kasım 2025 Perşembe

 

KAYMAKAM NECATİ ÇELEBİOĞLU İLE SÖYLEŞİ -1

Lisede okuduğumuz yıllarda ilçemizde kaymakamlık görevinde bulunan Sayın Necati ÇELEBİOĞLU’na eski usulde mektup yazdım. Zarfa koymadan, postaneye gitmeden, pul yapıştırmadan, yeni usulde; Vatsap’a yükleyip telefonun gönder tuşuna bastım. Anında gitti. Günümüzde insanlara ulaşmak ne kadar kolay değil mi? Mektupların sonunda dilek ve temenniler belirtilir. Dileğim: Kendisi ile söyleşi yapmaktı. Sayın Çelebioğlu da yanıtını aynı yerden gönderdi; “…Şahsımla ve yakınlarımla ve doğduğum topraklarla ilgili böylesine doyurucu ve heyecan verici harika bir mektubu gerçekten beklemiyordum. Emeğinize ve yüreğinize sağlık… Eşim Saliha ile birlikte her türlü söyleşi soru ve yazılarınıza da her zaman açığız…” diye yanıtlayınca bu güzel söyleşi gerçekleşmiş oldu. Kendilerine çok teşekkür ediyorum.
-Sayın ÇELEBİOĞLU, üstün bir başarı göstererek Sarıkaya Kaymakamlığı’na atandınız. Gençlik yıllarımızda hepimize rol model oldunuz. Çocukluğum köyünüzde geçtiği için sizi ve ailenizi yakından tanıyorum. Tanımayan okuyucular için kendinizi tanıtır mısınız; hangi tarihte, nerede, nasıl bir ailede doğdunuz, yetiştiğiniz ortam nasıldı, başarınızda etkisi olan önemli kişiler kimlerdi?
-1.10.1951 Tarihinde çiftçi bir ailenin çocuğu olarak Hasbek Köyü’nde doğdum. Doğduğum ev baba ocağı olarak hala ayaktadır. Babam Ömer, annem ise Şerife Çelebioğlu’dur. Büyük babam Halil İbrahim, babaannem de Fadime Çelebioğlu’dur. Baba tarafına Halil İbrahim’in Ömer veya Mehmet Onbaşı’nın Ömer derler. Anne tarafıma ise Melekler derler. Dedem Ömer Bostan(go omar), anneannem(nenem)ise Akkadın Bostan’dır. Annem Şerife ve dayım Nizamettin Bostan’ın emmileri(amcaları) 1952 yılında damda buğday/hedik sergisini beklerken faili meçhul kişilerce balta ile hunharca katledildi. Katledilmesi halk arasında büyük infial uyandırdı. Şehit olan, cenazesi Akçakışlalı Mehmet hoca tarafından kıldırılan namazla Hasbek mezarlığında defnedilen İbrahim Bostan’dır. Bu olay hala gizemini korumakta ve tarihin ışığı altında aydınlatılmayı beklemekte; kamuoyunun tatmin edilmesi için yeniden araştırmayı icap ettirmektedir. Bu konuda tarafımdan yapılan araştırma ve görüşlerde mevcuttur. Konun aydınlatılması konusunda araştırma yapmanızı ve adaletin tecelli etmesi bakımından medya desteğinizi de bekleriz.
Bu bağlamda, üstün başarı göstererek Sarıkaya Kaymakamlığına atanmama gelince;1970-1971 Eğitim ve Öğretim Döneminde Bursa Atatürk Lisesi Edebiyat Bölümü’nden üstün derece ile mezun oldum. 1971 Haziran ayında İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi’nde girdiğim üniversite sınavında yüksek puan alarak A. Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesine (Mektebi Mülkiye)aynı yıl kaydımı yaptırdım. SBF’nde 4 yıl kesintisiz başarı göstererek ve mizan üstü başarı puanına göre(bütün derslerden ortalama en az 70 puan almak suretiyle) 4 yılsonunda 25 Tem.1975 yılında SBF’nin Siyaset ve İdare Bilimleri Bölümü’nden başarı ile mezun oldum.
Dolayısıyla, Çelebioğlu ve Bostan Aileleri gibi tarihi öz geçmişleri, onurlu, hatırlı, saygın ve çalışkan bir ailenin ferdi ve torunu olarak bu topraklarda doğmak benim ve ailem için büyük bir şans ve gururdur. Her iki ailede gerek sosyal gerek kültürel ve gerekse devletine, bayrağına, Cumhuriyete, Atatürk’e vatana ve demokrasiye bağlı örnek ailelerdir. Tabi ki, bu sevdanın adı: Bozok Diyarı Kanak Çukuru’dur. Dolayısıyla, bu topraklara sevdamız var, yârimiz, yarınımız ve vatanımız var. Bu bağlamda canımızda Yozgat sevdamız doğup büyüdüğümüz topraklarda vatanımız. Bizler Çelebioğlu ve Bostan Aileleri olarak bu toprakların samimiyetini, vefasını ve birlik beraberliğini yüreğinde taşıyan bir büyük aileyiz. Dünyanın dört bir yanında yaşayan Yozgatlı hemşerilerimizin sesi kulağı olmaya, Yozgat’ın değerini ve güzelliğini her yerde duyurmaya devam edeceğiz. Çelebioğlu Ailesi olarak birlikte gönülden gönüle uzanan bu sevda yolculuğunda yürümeye kararlıyız.
-Sayın ÇELEBİOĞLU, emekli ilkokul öğretmeni olarak izninizle ilkokul öğretmenlerine torpil geçeyim; hangi ilkokulda okudunuz, ilkokulda sizi okutan öğretmeniniz veya öğretmenleriniz kimlerdi? İlkokulda yaşadığınız ve unutamadığınız bir anınızla anlatır mısınız? Bağlantılı olarak okuduğunuz diğer okulları, sizi etkileyen öğretmenlerinizi de anlatır mısınız?
-Tabi ki, Hasbek İlkokulu’na 1957-58 Eğitim ve Öğretim Dönemi’nde kayıt olmamı hocaların hocası Ziya Beye borçlu olduğumu hiç unutmam. Sanırım 1958 yılı hasat mevsiminde Eylül ayı başlarında okullar henüz yeni açıldığında, harman yerinde babamın olduğu bir ortamda, okul müdürü Ziya öğretmenin buğday yüklü bozlakların arasında beni yakalayarak, Hasbek İlkokulu’na götürüp kaydımı yaptırdığını unutmak mümkün değildir. Bu bağlamda ilkokul 1.sınıfta öğretmenimiz Cevdet Erdoğan, 2.sınıfta öğretmenimiz İsmail Akgöz ve Hayri Özdemir, 3. Sınıfta öğretmenimiz M. Ali Güneri, 4.sınıfta öğretmenimiz Orhan Küre( Tekirdağlı olup yedek subaydı. Kardeşleri Sait ve Güler de Hasbek’te oturuyorlardı), 5.sınıfta öğretmenimiz Ali Bölük’tü. Ali Bölük aynı zamanda babam Ömer’in eniştesi idi. Dolayısıyla benimde İfakat halamın eşi idi. Kuzenlerim Yurdanur, Mustafa(Murat), Suna, Şenay. Tülay ve Altuğ idi. Ali enişte güya daha iyi eğitim ve öğretim görmem, daha iyi yetişmem için ve daha ileri okullarda başarılı olmam için beni sınıfta bıraktı. Ve emsallerimden 1 yıl geri kalmış oldum. Ne alakası varsa? Bu nedenle 5.sınıfta ikinci yıl okurken öğretmenimiz Atilla Güler’di. Atilla Güler zamanında üstün başarılı olarak 1964-65 Eğitim Öğretim Dönemi’nde mezun olarak ilkokul faslını böylece kapatmış olduk.
Bu bağlamda, Çelebioğlu ailesi okuma ve yazmaya çok önem verirdi. Rahmetli babam Ömer ve amcam Mehmet Onbaşı ilkokulda iken okumama maddi ve manevi katkı sağlarlar, kalemimi defterimi çantamı beyaz yakamı ve siyah önlüğümü, kışlık ayakkabımı eksiksiz temin etmeye çalışırlardı. Benim gerek ilkokulda gerekse ortaokul ve lisede okumam ve başarılı olmam için de gerekli maddi ve manevi desteklerini esirgemezlerdi. Bu çerçevede özellikle amcam Hasan Çelebioğlu gerek ortaokul ve gerekse lise öğrenimimde bana ön ayak olanların başında geliyordu. 1964-65 Eğitim Öğretim Dönemi’nde Yozgat Lisesi ortaokul kısmında 1.D Sınıfında okurken çok sıkıntı ve mağduriyet yaşamaktaydım. Bu mağduriyetimi Ankara/K. Hamam’da Ziraat Bankası müdürü olan Amcam Hasan Çelebioğlu ve yengem Hatice Çelebioğlu anlayınca ve kulağına gidince, daha sonra beni himayelerine alarak kol kanat gererek ortaokul 2 ve 3 sınıfları K. Hamamda okumama vesile olmuşlar; 1967 yılında K. Hamam Ortaokulu’ndan mezun olmamı sağlamışlardır. Aynı şekilde Bursa Atatürk lisesine 1968 yılında kaydımın yaptırılarak 3 yıl süre ile yanlarında kalarak 1970-71 Eğitim ve Öğretim Dönemi’nde bu liseden mezun olamama ve üniversite yolunun açılmasına vesile olmuşlardır. Allah razı olsun. Nur içinde yatsınlar inşallah.
ahmet.kocak16@hotmail.com